A City of Sadness

悲情城市 - Jioufen, Taiwan

------------------------------------------------------------
We enjoy warmth because we have been cold.
We appreciate light because we have been in darkness.
By the same token, we can experience joy because
we have known sadness.

- David Weatherford


"Forgiveness is like exercise. It can be so hard to bring ourselves to do it -- but when we do, we often feel rejuvenated, enjoy a sense of self-satisfaction, and ultimately improve our general well-being."

"If you don't appreciate what you've got, you've got nothing."

"It is a law of human nature that if you give love, you will receive love."

"It was while sinking in the sea of suffering that I learned, hope floats."

"No one else can make you happy -- you must do that for yourself. But others can make you unhappy. Never give anyone that power over you"

Can't beleive my eyes!!! vol:II

Daha 1. sini atlatamamışken 2. bombayı veriyorum sevgili okuyucu. Bilin bakalım bunlar kim???


cevabı vanity fair'de

We believe in Santogold.

Evet yeni favorim, Santogold .. 1976 dogumlu; soz yazari, sarkici ve produktor. Gercek adi Sandi White ancak taktigi buyuk altin kupeler yuzunden arkadaslari ona Santogold dermis ve o da sahne adi olarak bu adi tercih etmis. Ayrica Santogold ablam, Wesleyen University'de cift anadal yapmis. tebrikler bu arada.

2007 yilinda yayinlanan "Creator" ve "L.E.S Artistes" single'lari ile internette dikkatleri uzerine cekti.

Ayrica; Rolling Stones, Spin, BBC Santogold'u 2008 yilinin takip edilmesi gereken sanatcisi olarak gosterdi. Ashley Simpson ve Lily Allen'a sarki yazmis ve M.I.A ve Bjork ile turneye cikmis. Coldplay'de haziran ayinda "Viva La Vida Tour"da Santogold'un kendilerine katilacagini acikladi.

**dinlenmesi gereken sarkilari; "Creator", "L.E.S Artistes", "Lights Out"

www.myspace.com/santogold

dr. 80630

Bir adet manken hanım kızımız Tansu Çiller'e benzemek için bıçak altına yatmış. Kendisi ameliyat sonrası şu açıklamayı yapmış:

İlk olarak burnu ve kaşlarını gerdirdiğini belirten Savaş, "Vücudumun çeşitli yerlerinden alınan yağlar yüzüme ve dudaklarıma enjekte edildi. Bundan sonra insanlar beni Tansu Çiller'in kız kardeşi sanacaklar. Ama henüz Tansu Hanım'dan bir haber gelmedi. Sargılarım açıldıktan sonra kendisini ziyarete gideceğim" diye konuştu.

Yaratmışsın Allahım bari takip etseydin ayol. Şimdi bunun estetik yaptıracak parası var, benim neden yok o zaman? Life is sooooooooo not fair.

I

JUST CAN'T GET OVER IT.

I

miss;

your words

your games.


I miss
you...
everyday.

"Paris, je t'aime" par Catherine Deneuve

İlk gördüğümden beri LV'un kampanyasını takip ediyorum: "Louis Vuitton Journeys"

Kampanyada şu ana kadar Francis Ford Coppola ve kızı Sofia, Keith Richards, Andre Agassi-Steffi Graf, Catherine Deneuve ve Gorbaçov yer aldı. Ben burda Catherine Deneuve teyzemizin yer aldığı fotoğrafı ve paris'i anlattığı videoyu sevdim.

** Bir de Paris'i kendi gözünden anlattığı kısa film var.

Bence hemen google'dan Louis Vuitton Journeys yazın ve hepsini izleyin. Ben şuan Agassi-Graf çiftinin New York'unu izliyorum. Bu arada Steffi Graf da süper ötesi bir tenisçidir. Agassi'ye biraz fazla o ama neyse. Birbirlerine yakışıyorlar ama :)

who are you to wave your finger you mustta been out your head?

oda arkadaşım beş kadeh rakı içtikten sonra odaya kustu! hem de 4 kez. içmesini bilmiyorsan içmeyeceksin bu kadar basit. zaten kokuya karşı duyarlıyım ben de kusarım valla, öğk. hem bi kızın rakı içmesi nedir ya? kız rakı içer mi. kız dediğin şarap içer, mojito içer, bacardi içer ne biliyim en kötü miller içer... kusularak çıkartılan rakının kokusunu tarif ederek midenizi bulandırmayayım şimdi. yarın pazar temizlikçiler de tatil. zaten pazartesi renaissance sınavım var.. shakespeare'inkiler neyse de christopher marlowe'un "dr. faustus"u bayıyor beni. "7 deadly sins" var oyunda. onu okumaya başlayınca aklım petshop boys'un "it's a sin" klibinin başı geliyor. "lust, gluttony, greed, sloth, wrath, envy, PRIDE".

bilgisayarım servisten geldi sonunda. yine bozulsa da yenisini verseler artık diye yapmadığımı bırakmıcam. bittorent'ten porno içerikli filmler indirip, tüm tr abaza, 31, 69 sitelerine girip virüs korumamı kaldırıcam. bilgisayarım donunca kapatma düğmesine uzunca basarak kapatıcam, bunu üst üste bikaç defa yapmam lazım sanırım. ama bunları yaparken harddiskimi bölme olayına da girdim sanki çok gerekliymiş gibi. zaten 3. kez gidince yenisini verceklerdi hani? yeni windows, yeni boş alanlarım olunca ilk önce hayati programlarımı kurmam gerekti tabii (itunes, photoshop, limewire, bittorent...) limewire'ı çalıştırınca "bakalım bağlanmış mı" aratmalarımı nedense hep "tool" u kullanarak yaparım, bi nedeni yok. tamamen bilinçaltıma ittiğim saplantısal bi olay olsa gerek. derken bari tool indiriyim dedim. "the pot"u görünce bi fena oldum. eski sevgilimle ilk zamanlarımızda geçen sene bu şarkıyı dinlerdik arabada. aklıma geldi, biraz üzüldüm. ama çabuk geçti.

everything i've ever done, everything i ever do
every place i've ever been, everywhere i'm going to
it's a sin.

WTF?. Are u kidding me?

Yuh! Dünya'da öpecek başka insan mı kalmadı?. nedir bu görüntü, kesinlikle bir daha öpüşmesinler. aman tanrım bir daha görmek istemiyorum bunu. bööögh

call her lilo

son günlerde erkeklerin ağızlarında ve msn iletilerinde anlayamadığım bir lindsay lohan çılgınlığı var. i'm lindsay lohan'lar, kocaman, insanın gözüne girercesine yazılmış, bakın ben de lindsay lohan sevme çılgınlığına kapıldım nickleri... bilmediğimiz bir erkek dayanışması mı var? gizli bir forum, özel buluşmalar? anlayamadığım şey bu kızcağız geçen sene de vardı, iki sene önce de, hatta immature dönemlerinde yapmış olduğu bir de filmini söyleyeyim; freeky friday. bunu da öyle ağzınızın suyu akarak izliycek misiniz bilmiyorum.

geçen gün niki lindsay lohan olan eski bi sevgilime "call her lilo" dedim. cevap vermedi. salak.

life is unfair, get over it

Dünyada 1 hafta içinde dökülen gözyaşlarıyla ilgili bir rekor varsa eğer, kırmış olduğumdan emin sayılırım. Life is unfair, evet, hayatta pek çok dandik şey oluyor ve elimizden hiçbirşey gelmiyor,
evet, Afrika'da çocuklar açlıktan ölürken ben keşke Somalili çocuklar kadar zayıf olsaydım diye ağlayabiliyorum, evet. Bu konuda "Suck it up, zero"'dan başka kendime söyleyebileceğim bir lafım da yok malesef. Evet.

who do you think you're talking to

ağla ağla açılırsın, kilo almamak için ağla, duygularını doğru ifade etmek için ağla, doğal olmak için ağla, duygu sömürüsü yapmak için ağla, o'nu geri kazanmak için ağla, kimse görmesin diye bir de gizli kapaklı,


ağla...

hmm, peki ağlarken alınamayan nefeslerle, hıçkırıklardan kurulamayan cümleleri ne yapıcaz..

sen GERÇEK MİYDİN?? Bilemiyorum...

My heart belongs to her.

Tüm yaptıklarına rağmen yine de seviyorum. ^^

There is only one sun.

there’s only one sun - but it travels the world everyday.
this sun is all mine and i won’t ever give it away!
i will share not an hour of warmth, not a beam of its light!
i’ll let cities perish in the constant, unchangeable night!

i will hold it up with my hands, till it ceases to turn!
i don’t care if my hands, lips and heart must get burned!
let it vanish in darkness and rushing, i’ll follow its way!
my darling, my sunlight! i won’t ever give you away!

one of my favourites. =)

It had to be you.

For nobody else, gave me a thrill - with all your faults,
I love you still. It had to be you wonderful you, it had to be you.

For Ida

Rest In Peace..

do not stand at my grave and weep;
i am not there. i do not sleep.
i am a thousand winds that blow.
i am the diamond glints on snow.
i am the sunlight on ripened grain.
i am the gentle autumn rain.
when you awaken in the morning's hush
i am the swift uplifting rush of quiet birds in circled flight.
i am the soft stars that shine at night.
do not stand at my grave and cry;
i am not there. i did not die.

Çok sevdim bu şairi.